26,9947$% 0.24
28,8849€% 0.31
33,4978£% 0.06
1.666,22%0,71
2.760,00%0,36
716198฿%-0.35932
İstanbul’un Ramazan geleneklerinden biri de Hırka-i Şerif Camii’nde mübarek hırkasını ziyaret vesilesiyle Efendimiz’e (s.a.s.) muhabbet tazelemekle kendini gösterir.
Ramazan coğrafyamızı şereflendirdiği vakit, şehirlerimiz minarelerde ışıldayan mahyalarla, iftar çadırlarının kardeşliğiyle, çarşıların bereketiyle sevincini ve heyecanını aksettirir.
Camiler, Ramazan’da beş vakit namazla beraber mukabele ve teravihlerde de inanan gönülleri kendine çeker. Ülkemizde bazı müstesna camiler Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) mübarek ve mukaddes hatıralarını muhafazayla kıymetlendiği için, Ramazan’da müminlerin muhabbeti ile dolup taşar.
İstanbul’un Ramazan geleneklerinden biri de Hırka-i Şerif Camii’nde mübarek hırkasını ziyaret vesilesiyle Efendimiz’e (s.a.s.) muhabbet tazelemekle kendini gösterir. Ancak bu Ramazan’da değil hırka-ı şerifi ziyaret etmek, teravihi cemaatle kılmamız bile pek mümkün görünmüyor. O zaman bu hafta Kubbe ile Hırka-ı Şerif Camii’ne gidelim isterim, ne dersiniz?
Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) Veysel Karanî’ye hediye ettiği mübarek hırkası, nesiller boyunca hazretin soyundan gelen Üveysî ailesinin uhdesindeydi. Sultan I. Ahmet döneminde padişah fermanıyla İstanbul’a getirilen hırka-i şerif, o yıllarda ailenin ikametgahında ziyaret edilebiliyordu. Sultan Abdülmecid mübarek emanetin şanına lâyık bir şekilde muhafazası ve ziyareti için özel mekanlar yaptırmaya karar verip, hünkâr mahfili ve hünkâr kasrı ile donatılan bir camii ve ziyaret mahalli inşa ettirdi. Camii o zamandan günümüze ülkemizin ve İstanbul’un her köşesinden akın akın gelen ziyaretçilere kapılarını açmaya devam ediyor. Hırka-i şerif Ramazan ayında ilk cuma namazından sonra merasimle ziyarete açılıyor. Teravihler kurra hafızlarının imamlığında eda ediliyor.
Fatih ilçesi Hırka-i Şerif semtinde yer alan Hırka-ı Şerif Camii 1851 yılında Sultan Abdülmecid tarafından inşa ettirilmiş. Sekiz köşeli, tek kubbeli, iki katlı kesme küfeki taştan inşa edilmiş olan caminin mimarının ismi kaynaklarda belirtilmese de Dolmabahçe Camii’ni de tasarlamış olan Garabet Amira Balyan’ın eseri olduğu tahmin ediliyor. Minber, Sultan Abdülmecid’in imzasını taşıyan hat eserleriyle; pencere alınlıkları Kazasker Mustafa İzzet Efendi’ye ait levhalarla süslenmiş. Görkemli avlu girişleri, kapılar, kemerler birbirinden muhteşem hatlarla yazılan ayet ve hadislerle bezenmiş. Camiinin kıble tarafında üst katta hırka-i şerifin ziyaretine mahsus bir daire inşa edilmiş. Hırka-i şerife tahsis edilen bu kısım, basık kubbeli bir türbeye benzetiliyor. Pencereleri örten kalın siyah perdelerin üzerinde simle işlenmiş besmelelerin yanı sıra Hz. Muhammed’in (s.a.s.) isimleri nakşedilmiş, kubbe göz alıcı motiflerle bezenmiş.
Doğu yönündeki koridordan salâtü selâm okuyarak bu mekâna giren ziyaretçiler hırka-i şerifi ziyaretten sonra geri geri çekilerek harime ulaşır ve burada iki rekât ziyaret namazı kılarak ayrılırlar.
Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) muhabbetini taşıyan güzide hırkasının Hazreti Veysel Karanî’ye hediye edildiğini söylemiştik. Veysel Karânî, “Üveysîlik” yolunun temsilcisi olarak kabul edilen, Peygamber Efendimiz’e aşkı, ibâdete düşkünlüğü ve anne sevgisiyle İslam aleminde seçkin bir yere sahip olan velî bir zattır.
Hakkın Habibi’nin sevgili dostu
Yemen ellerinde Veysel Karanî
Söylemez yalanı yemez haramı
Yemen ellerinde Veysel Karanî
Yunus Emre’nin gönüllere taht kuran ilahisiyle ismi hafızalarımıza, Allah ve peygamber aşkıyla dolu hayatı kalplerimize nakşedilen Veysel Karanî Hazretleri, Yemen’in Karen köyünde dünyaya gelmiş. Ferîdüddin Attâr’ın XIII. yüzyılın başlarında kaleme aldığı Teẕkiretü’l- Evliyâʾdan öğrendiğimize göre Veysel Karanî deve çobanlığıyla geçimini sağlayan ve İslamiyet’i anlatmak üzere bölgeye gelen sahabeler vasıtasıyla iman ettiği rivayet edilen bir zat. Peygamber Efendimiz’in zamanında yaşamış olmasına rağmen hasta ve yaşlı annesine baktığı için O’nu görmeye gidemediği, annesinin Medine’ye gitmek için sadece bir kez -beklemeden geri dönmesi şartıyla- müsaade ettiği biliniyor. Hazret bu izin dahilinde yola çıkıp Medine’ye vasıl olsa da Resûl-i Ekrem o gün evde bulunmadığından dünya gözüyle görüşememiş ve aynı gün Yemen’e dönmüş.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) irtihalinden kısa bir süre önce hırkasını Hz. Ömer’e ve Hz. Ali’ye emanet ederek Veysel Karanî’ye vermelerini vasiyet etmiş, hırka bu şekilde Veysel Karanî’ye teslim edilmiş. Nesilden nesile intikalle bizlere kadar ulaşan bu güzide emaneti tekrar görebilmek duasıyla güzel bir Ramazan dileriz efendim.
Yazar: KİRAZ ÇİÇEĞİ, Sümbül Sokak: www.sumbulsokak.com
19-25 Nisan Burç Yorumları
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.