Kesin böyledir dediğimiz kaç yargımızın böyle olmadığı, yanıldığımız bir sonucun bizi kaosa götürdüğü bilmem kaç olay yaşadınız? Kendiniz hakkında, başkaları hakkında kaç defa yanıldınız? Derin bir nefes alın. Yargılarınızın hiçbiri doğru değil ise her şey göründüğünün tam tersi ise ne hissederdiniz? Ne kadar ağır ne kadar sıkıntılı bir durum.
Başkalarını yargılamak, dedikodu yapmak çok kolaydır. Cinayet mahallinde eldivenle gezmek gibi tüm kanıtları değiştirebilirsiniz, ekleyebilir, silebilirsiniz.
Kaç kere bunu yaptınız?
Yüzünüz düştü.
Doğrularla yüzleşmek zordur. İçindeki kilitli odalarda neler saklıyorsun? Yargılayan mısın? Yargıları olan mısın? Dedikodu üreten misin? Elalem misin? Elalem yargıların dedikoduların en üst yöneticileridir. Onlar kendileri kraliyet zümresi bile olarak adlandırabilirler. Yargılarla, dedikodularla beslenen topluluktur. Size tavsiyem bu zümreyi ciddiye almamanız. Ciddiye aldığınız an hayatınızın iplerini elalem ellerine teslim etmişsiniz demektir. Eğer siz yargılayansanız içinizdeki şeytanla antlaşma yaptığınızı bilseniz. Neler değişirdi?
Tüm bu antlaşmaları iptal etmenin mutluluğunu yaşayın.
İnsanların sınırları kuralları olması normaldir ama yargılamak, dedikodu yapmak insanların haklarına girmektir. Bunu yapan insanların bilinçaltında kıskançlık, özgüvensizlik vardır. Bu yargıların, dedikoduların yerine gülümsemeyi denesek. Yetişkin bir insan günde 15 kez gülümsüyor bir çocuk ise 400 kez.
Çocuk saf enerjisine dönüp yargılardan, dedikodulardan uzaklaşsak ne kadar muhteşem olurdu. Burnumuz koku almak için evrimleşmiştir. Başkalarının işine sokmak için değil! Dedikodu ve yargılar inanın kişisel gelişiminizde farklılıklar oluşturmuyor. Yıllar önce dedikodu yapan birine sormuştum hiç rahatsız olmuyor musun bu tavrından? Hayır, doğruları söylüyorum demişti.
Kime göre doğru?
Bildiğin doğru mu?
Bu doğruysa ya da bunun tam tersi ise.
Kim görevlendirdi bunu söylemen için?
Niye kıskanıyorsun bu kadar karşındakini?
O senin gözünde ulaşılmaz ona bunu yaparak başkalarının gözünde değersizleştirmek içindeki hangi travmanın eseri.
İnsanlara katkı olma zamanı insanların önüne taş koymak gücünüzü değil güçsüzlüğünüzü gösterir. Evrenin yasası şudur: Ne ekersen onu biçersin.
Sevgi yeryüzünün dilidir. Kalp çakrası sevgidir. Bu dilden konuşmazsanız ruhunuzu çürütürsünüz. Dedikodu ve yargılarla kendinizi küçültmek yerine sevgi ile hoşgörü ile kendinizi çevrenizi büyütün. Şu an gereksiz yargılarımızı yıkıp yaratımını iptal etmeye gönüllü olmaya ne dersiniz? Evet, diyen bu yazıyı okuyan güzel insanlar. Nasıl hafiflediniz? Her harfimiz, yolumuz, yönümüz hep sevgi
Yargı ve dedikoduyla küçülenlerden değil; sevgi ile büyüyenlerdeniz.
16:29
News
Genel
Genel
Genel
Genel
Genel
Genel
