Düşünce kalıplarımız, kurallarımız, kırmızı çizgilerimiz gelişimimizin önündeki en büyük engellerdir. Onların öyküsünü yaşamımız yaparak gerçek bir tutsaklık yaşarız. Mutsuzluğumuzun arkasında bu tutsaklık vardır.
Çocuk olarak yeryüzünde gözlerini açan ruh varlığı aşması gereken konularla doğar ve o çocuk, güzel haber, o sorunları yenecek güçle doğar. Sorun çevresindekilerin hem ona hem de kendilerine karşı olan zihinsel aklın zehirli kalıplarını geçerli kılmalarıdır. Bu uykulu seçimin zararlarından habersiz yaşanır gider.
Herkes bir yurda, bir aileye, bir öyküye doğar; ama onun yazarı değil, kahramanı olduğunu sanır.
İnsanlar kendi ortamlarında büyür ve bir yetişkin olur. Mutsuz, şikâyetçi ve kurban olduğumuz bir yaşamı tüketiriz. Olumsuz duyguların çokluğunda acılarla dolu bir yaşamı istemeyiz, ama yaşamın hep bunlarla dolu olduğuna inanırız. Durmadan ve döngüler içinde bir dram yaşarız. Acılı bir kahraman olmayı bırakıncaya dek bu böyle sürer.
Acılı bir oyuncu değiliz, tam tersine öykünün yazarıyız. Bu sıkıcı öyküyü muhteşem bir destana dönüştürmek için sanal ya da gerçek uyuşturuculara gerek yok. Bu gidişe koca bir DUR çekmeliyiz. İlk yapmamız gereken bu. Duygulara, düşüncelere, bedene dur, diyerek işe başlamalıyız. Döngüyü biliyorsak onu durdurmak farklı bir şey olmalı.
Döngünün çizgisinden başka bir yöne çıkmak için durmalıyız. O yön yeni bir düşünme biçimidir. Pişmanlıklar yaşayıp şeker, dibine dek değersizlik duyumsayıp tiroit hastalıklarını kaderimiz olmaktan çıkarabiliriz. Geçmişi ele alış biçimimizi, ona yüklediklerimizi değiştirmenin zamanı geldi. Geçmişe yönelik duygularımız yeme biçimlerimizi ve yeme biçimlerimizin de sağlığımızı belirlediğini bilmek yeni düşünmelerden yalnızca biridir.
Oyunculuktan yazarlığa geçmek demek beden kitabında dolanan eski düşünceleri, basmakalıp ifadeleri yenileriyle değiştirmek demektir.
Kendi öykümüzü yazarın zamanına sıçrayarak, o anda ve yeni bir eylemle yazarsak dönüşüm başlar. Eski öykümüzün bizi esir aldığını, yönettiğini anladıkça özgürleşiriz. O eski öyküye inanmamaya başlarız. Eski sabotajcı hareketlerimizi bırakır, yerine yeni düşünceler ve onların eylemlerini getiririz.
Elimizde yanlış düşünce kalıplarının yanlış eylemlerinin sonuçları var, o halde doğru düşüncelerin yeni sonuçları için irade gösterme zamanı. Yanlış sonuçlar ne? Öfke mi, haklı olsak bile sakin ve nötr kalalım o zaman. Bunu inatla yapalım. Sonuçlar hoşunuza gidecektir. Zamanla yeme biçiminiz de değişip daha alkali olacaktır. Asidik öfkeli, hastalıklı bedenden, yağlardan kurtuldukça irade gücünüz de artacaktır.
Her şey bütün olarak var, beden-zihin-ruh üçlüsü bir zamanlar sorunlar doğurdu; ama aynı zamanda çözümleri de birlikte işleyişleriyle getirebilir. Şifa bütüncüldür, özgürlüktür. Şifa yazılan değil, yazan olduğunu fark etmektir.
05:22
News
En Son Yazılar
En Son Yazılar
En Son Yazılar
En Son Yazılar
En Son Yazılar
En Son Yazılar
